Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Seçimin en büyük kazananı Türk demokrasisidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay Konferans Salonu’nda Sayıştay’ın 161. Yıl Programı’nda konuştu. Erdoğan, “Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son veriyor. Türkiye’nin gereksiz tartışmalarla kaybedecek vakti ve vakti yok. Buradan geriye gidişe hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz.”

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Sayıştayımızın devlet organları arasında müstesna bir konumu var. Çıkardığımız kanunlarla Sayıştay’ın bu konumunu daha da güçlendirdik. Her kurumu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. Sayıştayı üst merci haline getirdik. denetim organı ve hesap mahkemesi.

Gelir ve giderlerin kontrolünde Sayıştay’ın yeri doldurulamaz. TBMM adına yürüttüğünüz faaliyetlerle 85 milyon insanın hakkını koruyorsunuz. Milletimizin genç yaşlı, kadın erkek tüm fertlerinin ödediği vergileri siz kontrol ediyorsunuz. Beytumal’ın kullanımında değerli bir sorumluluk üstleniyorsunuz. Bu kuyumcu titizliği ile yapılması gereken bir iştir, milli bir görevdir.

Bu yıl 29 Ekim 2023’te Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. 85 milyon olarak Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Cumhuriyetimizin ilk 100 yılını geride bırakırken yeni ufuklara hep birlikte yelken açıyoruz. Bu değerli yıl dönümünü yepyeni bir vizyonun başlangıç ​​noktası yapmak istiyoruz. Adı Türkiye Yüzyılı’dır.

Türk Yüzyılı onun Milli Mücadele ruhuyla geleceği inşa etmesinin adıdır. 85 milyonluk bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz bu yönde ilk adımı 14 Mayıs’ta atmış, 28 Mayıs’ta aldığı kararla Türkiye Yüzyılını kucakladığını göstermiştir. Bu seçimin tartışmasız en büyük kazananı Türk demokrasisi olmuştur.

Yüzde 52,18 oy oranıyla bize 5 yıl daha hizmet etme imkanı sunan milletimizin sorumluluğunu taşıyoruz. Sandıklara giden vatandaşlarımıza karşı sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. 21 yıldır milletimin emanetine nasıl sahip çıktıysak gölge düşürmeyeceğiz.

‘TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ ORTA GÜÇ ÇATIŞMASI’

Yürütme, yasama, yargı ve devlet organları arasındaki uyumlu işbirliği çok önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri de güçler arası çatışmalardır. Bunun birçok örneğini görüyoruz. Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a siyasetçilerimiz bu acı gerçekle yüzleşti. Yargıda, yürütmede ve bürokraside kendisini milli iradenin üzerinde gören zihniyetin temsilcileri, kanunun kendilerine verdiği yetkiyi statükoyu korumak için kullandılar.

Merhum Ecevit’in önüne atılan anayasa bunun simgesidir. Hak ve özgürlükler başta olmak üzere reformlar da bu yasaklayıcı tavırdan nasibini aldı. Bu süreçte Türkiye yılların altın değerini kaybetti. Milletimiz 10 milyar dolarlık faturalarla karşı karşıya kaldı. Toplumumuzun tüm kesimleri önemli sıkıntılar yaşadı.

2002 yılında ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda devlet içindeki zihniyetin uzantılarıyla da çalıştık. Aylarca bürokrat atayamadığımız zamanlar oldu. Gazete kupürlerinden hazırlanmış kağıtlarla kaplansın istedik. Reformlarımız bloke edildi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal edildi.

6 Şubat depremleriyle daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projelerimiz hakim oldu. 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’da darbe girişimine maruz kaldık. Birçok anti-demokratik operasyona maruz kaldık. Hukuk, demokrasi ve meşruiyet temelinde kalarak bunları ortadan kaldırmaya çalıştık. Anayasamızın vermediği yetkiyi ne kullandık ne de milletin güveninin gasp edilmesine izin verdik.

Her alanda tarihi reformlar yaptık. Son 21 yılda bir zihniyet devrimi yaşadık. Devletin kurumlarının uyum içinde çalışmasını sağladık. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı öyküsünün sırrı budur. Türkiye prangalarından kurtulurken büyük bir ivme kazandı. Böylece demokrasimiz bugün tüm dünyanın imrendiği olgunluk düzeyine ulaşmıştır. Kanlı terör örgütleriyle bu şekilde başarılı anlaşmalar yapıldı. Böylece Türkiye dünya siyasetinde dikkatle izlenen bir ülke konumuna geldi. Ekonomimiz bu sayede her yıl ortalama yüzde 5,5 büyüme yakaladı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hakemlik yapabileceğimiz bir sisteme kavuştuk. Yeni yönetim sisteminin katkılarını 50 binden fazla canı toprağa verdiğimiz 6 Şubat depremlerinde yaşadık. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güvenoyu almasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son verdi. Türkiye’nin gereksiz tartışmalarla kaybedecek vakti ve zamanı yok. Her halükarda buradan geri dönüşe izin vermeyeceğiz. Sistemin işleyişini daha da iyileştirmek için adımlar atacağız. Kurumsal yapıyı oluşturacağız. Ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin elde ettiği kazanımlara bedel ödeyerek zarar vermeyeceğiz.

Bu süreçte aktif rol oynayan ve Türkiye Asrını kucaklayan tüm kamu kurumları başarımızı sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde uyum ve koordinasyon içinde çalışacağız. Sayıştayımızın da üzerine düşeni yapacağına inanıyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu